1940’larda kaydedilen bir cep telefonu reklamı, yakın zamanda Open Culture tarafından ortaya çıkarıldı. Bu reklam, iPhone’dan veya 80’lerin harika iş telefonlarından yıllar önce çalışan bir taşınabilir telefon sistemini gösteriyor.
Reklam, hareket halindeyken iletişim halinde olmanın faydalarını açıklamaya çalışarak başlıyor.
Telefonları işletmelere satmaya odaklanan anlatıcı, ” işte en yakın kasabadan kilometrelerce uzakta açık otoyolda bir römork kamyonu geliyorder ve devam eder: “ Birinin bu takımın sürücüleriyle temasa geçmesinin önemli olduğunu söyleyelim. Bu nasıl yapılabilir?”
Daha sonra, iki meslektaş yerel bir depodan ürün almakla ilgili oldukça rahat bir konuşma yaparken, bir yandan da bir çağdaş teknoloji harikasını gösteriyor. Reklam, arabanız bozulduğunda birisiyle konuşabilmenin ne kadar yararlı olduğuna dair başka bir örnekle devam ediyor.
Seslendiren, ” Bu cep telefonu hizmetidir. Bu hizmette konuşmalar kısmen telsiz kısmen de telefon hatları ile yapılmaktadır.diyor ve ekliyor: “ Şehirlerarası karayollarında seyahat eden araçlara ulaşmak için, telefon hatlarına bağlı bir dizi verici ve alıcı istasyon, hareket halindeki aracın menzili içinde olacak şekilde karayolu boyunca aralıklı olarak yerleştirilmiştir. Yüksek frekanslı dalgaların menzili görüş hattıyla sınırlı olduğundan, antenler tercihen yüksek zemine yerleştirilir.”
Sistem üzerinden yapılan ilk görüşme 2 Ekim 1946 tarihinde Motorola Otomobil Telsiz telefonu ile yapılmıştır. Bell Telephone Company tarafından işletilen hizmet, sahip olduğu radyo frekansı sayısının azlığı nedeniyle kısa sürede kapasitesine ulaştı. Sistemin konuşmalara müdahale etme eğilimi de yüksekti, bu da kendinizi otobanda araba sürerken konuşmaya başladığınız kişiden farklı bir kişiyle sohbet ederken bulabileceğiniz anlamına geliyordu.
1979’da Bell sistemiyle ilgili bir makale şöyle diyordu: Bir kanaldaki sinyal seviyesi 25 milin [40 kilometre] ötesinde zayıf olsa da, yer vericisinin 60 ila 100 mil [100 ila 160 kilometre] içindeki aynı frekanstaki diğer mobil iletişimleri önemli ölçüde engelleyecek kadar yüksektir.” o diyordu.
Sistem, hücresel hizmetle değiştirilmeden önce 1980’lere kadar vardı.
